saklamak

saklamak
أبطن
أجن
أسر
أضمر
ادخر
اذخر
برقع
جن
حجب
حرز
حفظ
حوش
خبأ
خزن
خفى
دجل
دفن
دمس
ذخر
رعى
زغزغ
صان
عمى
موه
وارى
ورى
وفر

Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • saklamak — i 1) Elinde bulundurmak, tutmak Okul kitaplarımı saklıyorum. 2) i, de Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak Paralarını kasada saklıyor. 3) Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak 4) i, de Bozulmadan doğal durumları ile… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaklamak — nsz Şak diye ses çıkarmak Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı. F. N. Çamlıbel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaklamak — uçuklama, patlamak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • sır tutmak (veya saklamak) — bir sırrı açığa vurmamak, başkasına söylememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü gibi sakınmak (veya saklamak veya esirgemek) — (bir şeyi) bir şeye aşırı ilgi göstermek, önemle bakıp korumak Doğru, hakları vardı, koskoca sandalıyla da beraber gömemezdiler ama çok sevdiği, gözü gibi esirgediği ağlarıyla gömebilirlerdi. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HIRS — Saklamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MUHAREZE — Saklamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bir köşeye koymak — saklamak, biriktirmek Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı, çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde, ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • toktamak — saklamak, bekletmek, ala komak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baturmak — saklamak; batırmak; bağlatnnak II, 73; II I, 192 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • berklemek — saklamak, hapsetmek III, 445, 446bkz: beklemek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”